• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nevsehirkent.rehberim.77
  • https://twitter.com/NevehirKentRehb

GÜLFA YUFKA
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
KERVAN HATAY DÖNER
ONLİNE NEVŞEHİRE SİPARİŞ
KAMER ELEKTRONİK
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
MUSTİ MÜZİK MARKET
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
MİMOZA ALIŞ VERİŞ
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
Online Hizmetler





Hastane Online






Nevşehirde Emlakçılar

Nevşehirde Galeri

Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam112
Toplam Ziyaret866446
Prof Dr.Fuat SEZGİN

Kaybetmiş olduğumuz belleğimizi yeniden kazandıran yitik hazinenin kaşifi Prof. Dr. Fuat Sezgin 1924 tarihinde Bitlis’te dünyaya gelir. Babası Mehmet Bey, annesi Cemile Feride hanımdır. Bir ablası, bir ağabeyi ve bir de kendisinden küçük bir kardeşi bulunan Fuat Sezgin, İlkokulu Doğubayezıt’ta, ortaokul ve liseyi Erzurum’da tamamladıktan sonra 1943 yılında üniversite tahsili için İstanbul’a gelir.

Esas merakı matematik olan Fuat Sezgin’in hedefinde iyi bir mühendis olmak ve bu şekilde ülkesine hizmet etmek vardır. Günlerden birgün edebiyat fakültesinde okuyan bir yakını, kendisini bir seminere götürür. Semineri veren dünyanın en büyük oryantalistlerinden kabul edilen Alman Hellmut Ritter’dir. Ritter’e büyük hayranlık duyar. Ritter’in anlattıklarından oldukça etkilenen Fuat Sezgin, edebiyat fakültesine gider ve kaydını yaptırır. Artık Ritter’in öğrencisidir.

İkinci Dünya Harbi’nin hengamesinde ortalık büyük bir kargaşa içindedir. Almanlar Bulgaristan’a kadar dayanır ve bunun tabi bir sonucu olarak Türkiye teyakkuz durumuna geçer. Hocası Ritter’in arapça öğrenmenin ehemmiyeti hakkındaki ikazlarını dikkate alan Fuat Sezgin, bu mecburi tatili fırsat bilerek altı ay evden çıkmaz ve günde yaklaşık on yedi saat çalışarak arapçayı ileri seviyede öğrenir. Arapça’nın yanına zaman içerisinde süryanice, farsça, latince ve ibranice de eklenir. O kadar ki bu diller kendisinin ileride öğreneceği dillerin sadece bir kısmını teşkil edecektir.

Fuat Sezgin’deki sabır ve çalışma azmi Ritter’e tesir eder. Üçüncü sömestreden itibaren Fuat Hoca’yı da yanına alıp kütüphanelere götürmeye başlar. Öğrenciliği sırasında İslam araştırmacıları için çok meşhur olan Carl Brockelmann’ın “Arap Edebiyatı Tarihi” (Geschichte der Arabischen Literatur) isimli eserini tetkik eder. Bu eserde İstanbul’da ve Türkiye’nin diğer şehirlerinde bulunan ve kendisinin de bildiği çok mükemmel durumdaki yazmalara, nadiren atıf yapılmış olduğunu fark eder ve bu eserin eksikliklerini tamamlayıp daha faydalı kılacak bir zeyl yazmanın şart olduğuna karar verir. Malzeme toplama ve yazma işine başlar. Bir taraftan da doktorasını hazırlamakla meşguldür.

1951’de Mecazü’l-Kur’an üzerine yaptığı çalışmasıyla doktor ünvanını alır. Doktora konusu olarak seçtiği Ebu Ubeyde Mamer İbnü’l-Müsenna’ya ait Mecazü’l-Kur’an adlı eser islam dünyasında tefsir sahasında yazılan ilk eserlerdendir. 1954’te ise “Buharinin Kaynakları” isimli çalışmasıyla doçent olan Fuat Sezgin, hız kesmeden kitap çalışmasına devam eder. Takvim yaprakları 1960 yılının Mayıs ayını gösterdiği günler, bu ülke insanı için sıkıntılı ve karanlık bir tünele girileceğinin ilk işaretlerini vermektedir. Halka rağmen, demokrasiyi ve insan haklarını rafa kaldıranlar, bilim ve düşünce üreten akademisyenleri çeşitli gerekçelerle Üniversiteden uzaklaştırırılar. Toplam 147 kişi olarak belirlenen bu insanların içinde Fuat Sezgin Hoca da vardır. Çaresizlik içerisinde Almanya’ya gitmeye karar verir.

Frankfurt Üniversitesi’nde misafir doçent olarak dersler vermeye başlar. 1965 yılında Goethe Üniversitesi’nde ikinci doktorasını yapar. 1966’da ise Frankfurt Üniversitesi Tabii İlimler Tarihi Kürsüsü Profesörlüğüne atanır. Aynı yıl Ursula Hanım’la evlenir. Bu evlilikten Almanya’nın harika çocuklarından olan Hilal isminde bir kız çocuğu dünyaya gelir. Fuat Hoca, Frankfurt’a ilk geldiğinde milletlerarası bir heyetin İslam Bilimleri Tarihi’ni yazma faaliyetlerini görür; bu durum moralinin bozulmasının aksine çalışmalarını yoğunlaştırmasına ve hızlandırmasına sebep olur.

Nihayet 1967’de Arap-İslam İlimleri Mecmuası (Gecshichte des Arabischen Schrifttums)’nın birinci cildi yayınlanınca daha önce kurulan bilim heyeti kendisini lağvederek bu sahayı Fuat Sezgin’e bırakır. Enstitüde yapılan çalışmaların neşredildiği Arap-İslam İlimleri Mecmuası yayımlanmaya başladıktan sonra, sahasında dünyanın bir numarası olur ve mütehassıslarının vazgeçemediği bir konuma gelir. Bu eser, mevcut en güvenilir kaynaklarla yazılmış bir İslam Bilim Tarihi’dir.

1968 yılında “İslam İlimlerine dair en mükemmel eser” ödülünü alan Fuat Sezgin bu çalışmasıyla Arap Dünyası’nın devlet adamlarıyla tanışır ve yıllardan beri düşündüğü büyük projesini onlara aktarma imkanı bulur. Düşüncelerinin destek görmesi sayesinde 1982 yılında, Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi bünyesinde kurduğu ve bugün dünyada alanında örnek gösterilen Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü ortaya çıkar.

Fuat Hoca, enstitüde bulunan bütün eserleri kataloglar halinde yayımlayarak çok önemli bir hizmete daha imza atar, beş ciltlik İslam’da Bilim ve Teknik isimli eserini, mükemmel bir özet olarak ve İslam medeniyetinin gasp edilmiş hakkını teslim alma adına insanlığa takdim eder.

Fuat Sezgin Hoca’nın eserleri saymakla bitmez. Bütün ciltleri tek tek sayıldığında 1000 cildi aşkın eserinin olduğunu söyleyebiliriz. İslam Bilim ve Teknoloji Müzesinin Türkiye’de bir benzeri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan Gülhane Parkı içinde eskiden Has Ahırlar olarak kullanılmış olan ve Sur-u Sultani ismiyle bilinen mevkide 24 Mayıs 2008 tarihinde açıldı. Yitik hazinenin Kaşifi Prof. Dr. Fuat Sezgin Hoca 20’den fazla ödül ve madalya ve 1 Fahri doktora sahibi. Öğretim üyeliğinden emekli olduğu halde, 1982 yılında Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi bünyesinde kurduğu Arap-İslam Bilimi Tarihi Enstitüsü ve Müzesi’nde çalışmalarına devam ediyor.

Hayatı

24 Ekim 1924’te Bitlis’te doğdu. 1943-1951 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü’nde İslami Bilimler ve Orientalistik alanında öncü bir yere sahip olan Alman orientalist Hellmut Ritter (1892 - 1971)’in yanında öğrenim gördü. Hocasının, bilimlerin temelinin İslam bilimlerine dayandığını söylemesiyle bu alana yöneldi. 1954'te Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde Buhari’nin Kaynakları adlı doktora tezini tamamladı. Bu teziyle o, hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari (810-870)’nin biraraya getirdiği hadislerde bilinegeldiğinin aksine sözlü kaynaklara değil İslam’ın erken dönemine, hatta 7. yüzyıla kadar geri giden yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya attı. Bu tez Avrupa merkezli orientalist çevrelerde hala tartışılmaktadır. 1954 yılında İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde doçent oldu. Burada Zeki Velidi Togan ile çalıştı.

27 Mayıs 1960 askeri darbesi sırasında üniversiteden uzaklaştırılan ve 147’likler diye bilinen akademisyenler arasındaydı. 1961 yılında Almanya’ya giden Fuat Sezgin Frankfurt Üniversitesi'nde önce misafir doçent olarak dersler verdi. 1965 yılında Frankfurt Üniversitesi’nde profesör oldu. Oradaki bilimsel çalışmalarının ağırlık noktası Arap-İslam kültür çevresinde tabii bilimler tarihi alanı olmuştur ve bu alanda 1965 yılında habilitasyon çalışmasını yapmıştır. Henüz İstanbul’da iken başladığı 7./14. yüzyıldan itibaren gelişen Arap-İslam edebiyatı tarihi çalışmasına (Geschichte des arabischen Schrifttums) Almanya’da da devam ederek, orientalistik çalışmaları için kaynak eser haline gelmiş ve hala aşılamamış 13 ciltlik eserinin ilk cildini 1967 son cildini ise 2000 yılında yayınladı. Geschichte des arabischen Schrifttums İslam’ın ilk döneminde uğraşılmış, dini ve tarihi edebiyattan coğrafya ve haritacılığa kadar bütün ana ve yan bilim dallarını konu edinmektedir. Prof. Sezgin Suudi Arabistan Kral Faysal Vakfı’nın İslami bilimler ödülünü 1978 yılında ilk alan kişidir. Bu ve başka desteklerle Sezgin, 1982 yılında J.W.Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nü ve 1983’de buranın müzesini kurdu, buranın halen direktörlüğünü yürütmektedir. Enstitüye bağlı olarak kurduğu müzede Sezgin, İslam kültür çevresinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı numunelerini sergilemektedir. Müzede bulunan objeleri tanıtmak ve İslam kültür çevresindeki bilimsel gelişmeyi göstermek için hazırladığı Wissenschaft und Technik im Islam isimli kataloğu 2003 yılında yayınladığı. Fransızcası da yayınlanmış olan bu kataloğun Arapça, İngilizce ve Türkçesi yayınlanmak üzeredir.

Prof.Dr. Fuat Sezgin son olarak, Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü için hazırlardığı bilimsel araç ve gereçlerin benzerlerini yaptırarak, açılışını 25 Mayıs 2008 tarihinde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yaptığı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin açılmasına önayak olmuştur.

Prof. Dr. Fuat Sezgin meslektaşı Dr. Ursula Sezgin'le evlidir ve birlikte Frankfurt'a yakın bir yerde ikamet etmektedirler. Onların kızı Hilal Sezgin, Almanya'da yaşayan bir gazeteci ve yazardır.

Ödülleri

Kral Faysal Ödülü (1978)
Frankfurt am Main Goethe Plaketi (1980)
Almanya 1. Derece Federal Hizmet Madalyası (1982)
Almanya Üstün Hizmet Madalyası (2001)
İran İslami Bilimler Kitap Ödülü (2004)
Hessen Kültür Ödülü [1][2] (2009)

Üyelikleri

Arap Dili Akademisi (Kahire)
Arap Dili Akademisi (Şam)
Fas Kraliyet Akademisi (Rabat)
Arap Dili Akademisi (Bağdat)
TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) şeref üyeliği

Müze Kataloğu

İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin 5 ciltlik Türkçe kataloğunu PDF dosyası olarak indirebilirsiniz.

Bu katalog toplam 1120 sayfa olup müzede bulunan eserler hakkında detaylı bilgiler vermektedir.

Eserin ilk cildi İslam'da Bilim ve Teknik Tarihine bir giriş olarak düzenlenmiştir .

  
7405 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Youtube Abone Ol
Tanıtım Videoları
ESKİ ZAMANDA YAŞAM

PERİBACASI OLUŞUMU

NEVŞEHİR ÜNİVERSİTE TANITIM

DERİNKUYU YERALTI ŞEHRİ
Nevşehirde Vefat Haberi

Nevşehir de Namaz Vakti
Nevşehirde Ara