• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/nevsehirkent.rehberim.77
  • https://twitter.com/NevehirKentRehb

GÜLFA YUFKA
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
KERVAN HATAY DÖNER
ONLİNE NEVŞEHİRE SİPARİŞ
KAMER ELEKTRONİK
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
MUSTİ MÜZİK MARKET
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
MİMOZA ALIŞ VERİŞ
ONLİNE ALIŞ VERİŞ MAĞZASI
Online Hizmetler





Hastane Online






Nevşehirde Emlakçılar

Nevşehirde Galeri

Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.316232.4457
Euro34.624434.7632
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam218
Toplam Ziyaret871416

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, AK Parti iktidarları döneminde toplumla barışık bir siyasetin izlendiği için toplumun AK Parti'ye Türkiye'yi 21. yüzyılı yeniden inşa etme görevi verdiğini söyledi.

Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi'nde AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Ahmet Erdal Feralan, Murat Göktürk, Ebubekir Gizligider, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ve AK Parti Nevşehir İl Başkanı Kazım Sunar'ın da katıldığı Siyaset Akademisi'nde konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 10 Yılı aşan AK Parti hükümetinin toplumla büyük bir uyum içerisinde bütünleştiğini söyledi.

Türkiye'de birçok değişimin iktidarları döneminde yaşandığını ifade eden Ergün, şöyle konuştu: "Gerçekten Türkiye'nin bunlara ihtiyacı vardı. Yeniden kendine gelmesi gerekiyordu, bu da AK Parti ve onun lideri ile kendini gösterdi. Toplum kendine bir lider arıyor, toplum kendi gibi olan, üzüldüğüne üzülen, kızdığına kızan, sevindiğine sevinen, bizim içimizden biri olsun, çalışkan olsun diye aklında ve vicdanında bu temel düşünceyi oluşturuyor. İşte Genel Başkanımız öyle bir lider olduğu için Edirne'den Iğdır'a kadar Samsun'dan Hatay'a kadar büyük sevgi görüyor. Toplum bu işin arkasını bırakmadı. Bu her zaman olan bir şey değil.

Nadiren olur. Böyle olursa ülkeler büyük mesafeler kat eder" Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, toplumu değiştirmek için yola çıkan siyasi hareketlerin artık toplum tarafından olumlu bir siyasi hareket olarak ele alınmadığını vurgulayarak şunları söyledi: "Toplumun değerleri ile örtüşen bir hareket olmalı siyasi hareket. Toplumun tarihi, kültürü inancı ve gelenekleri ile barışık bir siyaset hareket olursa o siyasi harekete sahip çıkılır. Ama bir siyasi hareket, toplumun tarihi, inancı, kültürü ve gelenekleri ile kavgalı ise, ille de tutturmuş ben toplumu değiştireceğim, şuradan bu istikamete götüreceğim, adam edeceğim bu toplumu diye bir inadın içine girmişse bir siyasi parti, işte o zaman toplum o siyasi parti ile barışmaz." Toplum ile siyasetin birbirini karşılıklı etkileyeceğini anlatan Ergün, sözlerine şöyle devam etti: "Bazen siyaset toplumu etkiler yön gösterir ama çoğu zamanda siyasetin gözü kulağı toplumda olur.

Millet ne diyor, ne istiyor hali nicedir, bir görelim bir dinleyelim der. Daha çok siyaset toplumdan etkilenir. Toplumdan etkilenmeyen bir siyaset toplumu etkileyemez. Toplumu etkileyebilmek için de ondan etkilenmek gerekir. Çünkü toplum hissedicidir. Öyle bir siyaset toplum tarafından benimsenebilir. AK Parti böyle bir hareket. Toplumun değerleri ile barışık bir siyasi hareket, toplumun inancına, ahlakına, tarihine ve geleneklerine saygılı bir hareket. Toplumun kendine saygılı bir hareket. Bırakın toplum kendi değişimini kendi yapsın. Kim ne kadar değişmek istiyorsa o kadar değişsin.

Nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşasın. Toplum birbiri ile kaynaşır, zorlamaya itmeye kakmaya gerek yok, değiştirmek için topluma baskı yapmaya gerek yok. Eğer toplum değişmek istiyorsa senin zorlamana gerek yok. Sen sadece özgür ortamı yerine getir" Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlıklı bir zemine oturtmak için ciddi çalışmalar içerisinde olduğunu da dile getirerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "21. Yüzyılın Türkiye’si tarihine yakışan, bugüne yakışan ve geleceğine yakışan bir Türkiye olacak. Bu milletin tarihte oynadığı çok önemli roller olmuştur ve gelecekte de insanlık ve dünya için oynayacağı önemli roller vardır; çünkü bu milletin öyle bir potansiyeli var. Onun için çok güçlü bir Türkiye ortaya çıkacak. Bunun iki ayağı var, biri demokrasiyi güçlendirmek bir de zenginleştirmek. Demokratik ve zengin bir ülke ana hedefimiz. Buna ihtiyacımız var, ülkenin demokrasisi güçsüz.

Demokrasinin güçlenmesi gerekir. Sadece seçimler demokrasinin güçlenmesi için yeterli değil. Demokrasi dediğimiz şey aynı zamanda eğer o toplumda düşünceyi açıklama imkânı varsa inanç hürriyeti ve teşebbüs hürriyeti geniş bir manada var ise daha güçlü bir demokrasi vardır demek. Hiç kimse düşüncesini açıkladığından dolayı bir haksız muamele ile karşı karşıya kalmamalı. Bunun yüksek maliyeti olmamalı. Düşünce hürriyeti değil, düşünceyi açıklama hürriyeti. Düşünmeyen bir adam olur mu? Düşün ama hindi gibi düşün. Düşüncenin açıklanması hürriyeti.

Bunun içerisinde kendini ifade hürriyeti de girer. Ben buyum, böyle yaşarım, böyle inanırım, olaylara böyle bakarım. Sizin hoşunuza gitmeyen hürriyetlerinde olduğu onun da güvence altında olduğu bir ortam olması gerekir." Ergün, Türkiye'nin demokratikleştiren, düşünceyi açıklama hürriyeti, inanç hürriyeti, teşebbüs hürriyeti ve kendini ifade etme hürriyetinin alabildiğine geniş olduğu bir ülke olduğunu söyledi. Böyle bir Türkiye'de insanların kendi potansiyellerini ve kabiliyetlerini sergileyebileceğini anlatan Ergün, şöyle konuştu: "Böyle bir ülkeyi inşa etmeye çalışıyoruz. Artık Türkiye'de insanlar düşüncelerinden dolayı herhangi bir maliyetle karşılaşmıyor. Ama biz karşılaştık. Memlekette problem var. İnsanlar birbirini kırsın istiyorlar, hâlbuki ortak tarihimiz kültürümüz tarihimiz var. Bunları şiirleştirmiş olanlar var. Ziya Gökalp ve Necip Fazıl gibi. Sayın Başbakanımız bu ülkenin ortak kültürüne tarihine vurgu yapan bir şiir okudu. Bu şiiri aldılar Türkiye'de halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu olarak yargıladılar, arkasından mahkûm ettiler, ömür boyu siyasi yasaklar getirdiler. 'Muhtar Bile Olamaz' diye manşetler attırdılar.

Böyle bir ülkeden buralara geldik. O işleri yapanlar ne kadar mahcup ne kadar değil, bilmiyoruz ama o işi yapanlar suçta işlediler. Şimdi işledikleri suçların tabii ki hesabını verecekler, Yapanın yanına kar kalmayacak bir şey değil mi? Demokratik ülkede milletin iradesi esastır. Halk bir şeye onay verdi ise başkasının ceket ilikleyip saygı duymaktan başka yapacağı bir şey yoktur. Beğenmedin mi tamam halkın bu isteğini, gider halkı ikna edersin işin doğrusu budur dersin, o zaman halk sizi desteklerse biz ceket ilikler saygı duyarız. Böyle el altından başka işlere yönelmek demokrasilerde olmaz. Hükümetleri tehdit etmek, darbe yapmak muhtıra vermek olmaz." Bu ülkede seçimler yapıldığını belirten Ergün, sözlerini şöyle tamamladı: "Seçimler var ama muhtıra da varsa, seçimler var ama darbe de var ise, seçimler var ama post modern darbe de varsa. O ülke demokratik bir ülke olabilir mi? Bunların ortadan kaldırılması gerekir.

Bir daha kimsenin aklının ucundan geçmemesi gerekir. Aklından bile geçerse kendi kendini hesaba çekmeli. Çok şükür Türkiye o istikamete gidiyor. 21. Yüzyılın Türkiye’si demokrasi açısından böyle bir ülke haline geliyor."




1088 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Youtube Abone Ol
Tanıtım Videoları
ESKİ ZAMANDA YAŞAM

PERİBACASI OLUŞUMU

NEVŞEHİR ÜNİVERSİTE TANITIM

DERİNKUYU YERALTI ŞEHRİ
Nevşehirde Vefat Haberi

Nevşehir de Namaz Vakti
Nevşehirde Ara